Sayfalar

12 Ocak 2020 Pazar

İyi Müzik, İyi Müziktir!

Klasik müzik ağır, üstten bakan ve şekilci tavrını hiçbir zaman üstünden atamayacak. Doğrusu buna karşı olmamakla birlikte müziğin bu halini seviyorum da.

Ama klasik müziğin en aykırı kahramanlarına baktığımızda dahi formsuzluktan söz edemiyoruz. Gerek dönemsel şartlar gerek insani dürtüler buna izin vermiyor.

Erik Satie, mizahi bakış açısıyla zamanın müzik anlayışına karşı çıkan minimalist ve yenilikçi Fransız piyanist ve besteci.


Ta ki caz, kapı aralığından müziğe göz kırpana kadar!

Elbette caz birdenbire ortaya çıkmadı. Caza kapıyı aralayan klasik müzik içerisindeki gruplar caza benzeyen ama pek de caz olmayan deneyimleri ortaya koydu. St. Louis müzisyenleri piyanoda ragtime çalarken onların ardılları bunu daha sonra caz bünyesinde ilerletip, geliştirip dünyada yeni bir müzik furyası başlatacaklardı: müziğe özgürlük!

Blues'un, siyahi zulmünü anlatan ilahilerle fitilini ateşlediği, cazın farklı teknikleri harmanlayarak körüklediği müzikte ve müzkle özgürlük furyası bugün hala devam ediyor. Ama bundan da önemlisi, müzikte özgürlüğün bizlere kazandırdığı ve çok da iyi yaptığı bir başka şey var: emprovizasyon.

John Coltrane, caz saksafoncusu.

Emprovizasyon, doğaçlamak (emprovize etmek) anlamına gelen Fransızca improvisé kelimesinden türeyen improvisation 'dan geliyor. Sanatta emprovizasyonun karşılığı çok büyük ve değerli olmakla birlikte, müzikte çok daha ayrı bir yeri vardır. Caz müziğin yapı taşlarından biridir. Armonik düzende içinden geldiği gibi çalmaktır. En önemlisi: kuraldan bağımsız, özgürce çalmak.

Müzikte özgürlüğün belki de en büyük kazanımı buydu. Şekle ve kurala bakmadan, özgürlüğü tadarak çalmanıza imkan sağlıyordu. Artık müzikle yalnızca aşk, huzur, öfke, iman gibi klasik duygulaar; savaş, yurtseverlik gibi nasyonel olgulara karşı özgürlük, dünya barışı ve enternasyonalizm düşünceleri paylaşılıyordu. Bir Amerikalı müzisyen, Vietnam Savaşı'na karşı savaşı, ölümleri ve kıyımı reddeden; dünya barışını, dünya insanı olmayı tercih eden bir şarkı besteliyebiliyordu.

John Lennon, bahsi geçen Imagine adlı şarkının bestecisi ve The Beatles'ın solisti.


***

Doğaçlama dinlemek, müzik dinlemekten çok daha farklıdır. Çünkü müzik bir noktaya kadar da olsa tahmin edilebilirken doğaçlama tahmin ve eşlik edilemezdir. Bundan daha harika olan bir başka şey de doğaçlama çalmaktır. Çünkü bu müzisyenlere önünü göremedikleri ama iyi gideceğinden emin oldukları bir an yaşatır.

Bir araya gelen müzisyenler biraz blues çaldıktan sonra jam session yapmaya başladılar. Jam session, caz parçaların doğaçlanarak özgürce çalındığı oturumlara deniyor. Bu müzisyenler için her defasında daha farklı, daha özel, daha doğal bir deneyim halini alır.

Doğaçlamanın büyüsünün buradan geldiği düşüncesi insanı ne kadar heyecanlandırsa da işin ustası Miles Davis böyle düşünmüyordu.  Müziğe konan sınırlandırmaların yaratıcılığı ne kadar engellese de bunun müziğin kalitesini etkileyemeyeceğini söyler. "...müziğin kısıtlandığı anda öldüğünü düşünmüşümdür. İyi müzik iyi müziktir, ne tür olursa olsun. Sınıflandırmalardan nefret etmişimdir hep. Müziğin sınıflandırılmasına karşıyım.”

Miles Davis, tüm zamanların en başarılı caz trompetçisi ve besteci.

Popun sıradanlaşmış bir müzik olması onun kötü müzik olacağı anlamına gelmez. Cazın tamamen özgür olması ve bunun üzerine kurulmuş olması onun mükemmel ve iyi müzik olacağına işaret etmez. Çünkü müziğin iyi veya kötü olması türler üstüdür. Ne de olsa iyi müzik, iyi müziktir.

***